Dienstag, 20. Oktober 2009

Ariza Giderme Yontemleri

Bazi caylak bilimadamlarinin yaptigi arastirmaya gore uc cesit ariza giderme yontemi vardir. Bunlar deneysel, oznesel ve kümülatif ariza giderme yontemleri olarak tasnif edilmektedir.

Deneysel metod iki asamadan ibarettir. Bunlardan ilki “vurmali ariza giderme” yontemidir. Ornek vermek gerekirse, haylazlik yapan ogluna vuran baba, esegi hareket etmedigi icin onu tekmeleyen bir adamdan bahsedebiliriz. Gunumuzden bir ornek kullanmak gerekirse, ki cok temel bir harekettir, televizyon bozuldugunda hafifce yanina vurmaktir. Yada komsunuz gurultu yapiyorsa, cozum amaciyla sesin gelis yonune bagli olarak duvara vurmak da bu duruma iyi bir ornektir. Deneysel metodun ikinci kismi da, ingilizlerin „resetleme“ dedigi, turkce ye “ siktir et bide bunu dene bakalim” olarak gecmis sozle tarif edilen „Bosalt-Doldur“ yontemidir. Kuma almak diye tabir edilen, acilimi “cocuk sahibi olamayan ciflerin evlatlik edinmek yerine eve ikinci ucuncu kadini alarak sorunu cozmeye calismasi“ olan yontem bir ornek olarak kullanilabilir. Bundan baska, reenkarnasyon denilen ama “ bosalt-doldur“ ariza giderme yonteminden baska bir sey olmayan bir cesit yontemi hayat hatta hayatlar felsefesi yapmis kisiler de vardir. Yaptigimiz kaynak arastirmalari baz alindiginda goruyoruz ki, bu kisilerin pek cogu resetlemeyi gerektirecek durumlarda bulunmamalarina ragmen bu sekilde bir ariza giderme yontemini surekli tercih etmislerdir. Gunumuzde bu ikinci cesit arizaya verilebilecek ornekler elektrigin varligi ile artmasina ragmen konvensiyonel metodlarda hala israr edildigi gorulmektedir.

Oznesel ariza giderme yontemi ilk metodu takiben gerceklestirilir ve kisi artik arizanin cocumunde dolayli degil, direkt olarak katilim saglamaktadir. Yagmur duasi buna ornek verilebilir. Evlerde bulunan boru anahtari, tornavida, kontrol kalemi ve contalar kisinin oznel ariza giderme eylemini ifade eder. Batida bu genellikle „duello“ olarak adlandirilirken ulkemizde „ simdi sikecem belani“ olarak telafuz edilir. Kisinin kendi sorumluluklari ve icinde bulundugu kosullar ile girisime baslama itisi dogru orantilidir bu yontemde. Feminist girisim, ögrencinin kazik dersten kopya cekmesi, atom bombasinin gelistirilmesi ve daha niceleri bu sinif icerisinde bulunmaktadir. Gunumuzun en guncel ornegi olarak format atmak genclerin cokca kullandigi bir yontemken ebeveynleri genellikle „keseyim mi lan topunuzu“ sesleri arasinda ariza cozumleri deneyimlemislerdir.

Kumulatif yontemde artik ozne pes etmistir ve belirli bir sinerji yaratarak sorunu cozme yoluna gitmektedir. Engizisyon mahkemeleri bu konuda iyi bir ornektir. Genel gecer kurallar bellidir ve kafasi kesilecek kisinin son bir kez de mahkemede konusmasi istenir. Kisiler kendi hakliliklarinin farkindalardir ama son bir kez de bunun herkesce bilinmesini isterler zira idami tek basina yapmaya gucleri yetmemektedir. Turkce de bu yontem genellikle „ eti senin kemigi benim“ diye tabir edilir. Uslanmayan cocugun sanayide motor ustasinin yanina cirak olarak verilmesi yaygin bir yontemdir. “Meslek edindirerek adam etme” diye de kullanilagelen bu terim genc oglanlarla sinirli kalirken bunun tam tersi olan, “kiz cocuklarinin ileride yapabilecegi meslegi kestirip, onlari cocuk yasta evlendirerek sorunu ortaklastirma” yontemi de yaygindir. Bazi arastirmacilar bu kiz cocuklarina uygulanan yontemin konu disi birakilmasini savunmaktadirlar zira burada sorunun fiziki boyutta degil metafizik boyutta yaratilip cozum arandiginda israrlidirlar. Bizim arastirmalarimizin ariza giderme yontemleri ile ilgilenmesi sebebiyle bu ornegi de arastirmamiza dahil etmekte sakinca gormemekteyiz. Kahveden adam toplamak da gencler arasinda kabul gormus yontemlerdendir. Eski turkce de bu ayrica “arkasina para sikismis” seklinde tabir edilirdi. Eskiden tuketim sekli “kullan at” tarzi olmadigi donemlerde daha cok emekli kesim yada kahvehanelerdeki cok bilmis amcalar tarafindan kullanilirdi bu soz. Yontem tabii ki de cok yaygindi.

Her ne kadar ariza giderme fenomeninden bahsetmis olsak da bu yontemlerin bir de devam kismi vardir. “Giderilememis ariza sendromu” olarak tabir edilen, “agizaalinmayacaksozlersoyleme” donemi olarak bilinen donem baslar ariza giderme yontemlerinin ardindan. Ingilizler bile artik bu kisma bir isim degil, sadece tepki verebilmislerdir, ki bu da cok agir kufurler icermektedir. Bu donem maalesef arastirma disi kalmistir zira yaptigimiz calismada denek-sorgu yontemi ile elde edilen veriler bir akadamik arastirma icin cok yetersiz kalirken bir denege agiz burun girismek icin fazlasiyla yeterli olmustur amina koyayim.

Yazinin sonunda da kisisel gozlemlerimizden bahsetmek gerekirse, gunluk hayatta sikca karsilasilan bu sendromlar bazen arizanin kendisini bile yedekte birakabilmelidir. Yine de bu kullanilan yontemlerin gecersiz oldugu anlamina gelmemektedir. Bilincli tuketici nasil ki ekonomik kalkinmislik adina ornek alinan bir modelse, bilincli ariza gidericinin de toplumsal refaha ulasmada bir gun ornek alinacagi kanaatindeyiz. Saygilarla

Sonntag, 6. September 2009

Matrix has you sir Murphy

Samuell Beckett’in Murphy’si ve Wachowsky Brothers in Matrix i.. Baglanti nerede, iliski neredeydi? Murphy’s Bed... Morpheus, Trinity College...Hepsi Burada...
Matrix filminin konusu ve ne anlatmak istedigi her zaman buyuk merak uyandirmistir. Herkes bu filmle ilgili kendine gore bir sekilde aciklama ariyordu. Murphy romani bu filmin aciklamasi, belki de Filmin cikis noktasiydi? Bu fikir ilk gecen yil Murphy romanini okudugumda aklima gelmisti. En son gecen gun romani tekrar okudugumda artik pek suphem kalmamisti. Her ne kadar internette bu konuda direkt iliski kuran bir bilgi bulamasam da bazi ayrintilar teorimi iyice guclendirmisti. Kitabin 6 kismini okursaniz, kafanizda filmle ilgili zaten cok bir suphe kalmayacaktir. Gelelim simdi aradaki baglantilara...
Kahramanimiz Murphy nin hayattaki en buyuk zevki kendisini ciplak bir sekilde yatagina (tam olarak yatak da denemez, bir cesit koltuktur bu )baglayip tamamen ruhsal bir butunluk yakalamaktir. Kendisini en mutlu hissettigi an iste bu bedeninden tamamen siyrildigi andir. Kitabin 6. bolumu, ki Beckett daha ilk bolumde bu 6. kisim icin vurgu yapar, sanal dunyanin bize guzel bir tanimini yapar.
Murphy’s Bed...Sighle Kennedy tarafindan Beckett in bu romani hakkinda yazilmis bir inceleme kitabidir. Kitaba buradan ulasabilirsinz. Kitabin 212. Sayfasinda su aciklayici paragrafi bulacaksiniz..
“But the difference between the rational sphere of Beckett’s early and mental sphere of Murphy is most strikingly shown in the third zone of dark. This third zone, as described in Beckett’s early essay, is only an untheological version of Dante’s Hell (“the static lifelessness of unrelieved viciousness”)-the negative counterpart of any of “two broad qualities.”
In Murphy, this third zone of dark seems an obvious antithesis for hero’s first zone of lumionus morphé. It contains “nothing but forms becoming, without love or hate or any intelligible principle of change.” In this dark, Murphy seems to find the contemplative selflessness which Dante found in the realms of light: he is not “free, but a mote in the dark of absolute freedom.” The third zone, where Murphy lacks all will of his own, is not inhabited by any identifiable persona. Murphy, reduced to the status of “ a missile without provenance or target,” becomes here a mere construct of dead animisms: “ Matrix of surds.”
...Murphy, as the proposed persona of Time, seems to reflect this sense that time’s proper place is increasingly in the “ dark zone of the mind”

Yukaridaki alinti aslinda filmin cikis noktasiyla ilgili bilgiler veriyor. Gelelim simdi filmdeki karakterlere.

NEO : Alintidaki son paragraf sanirim bir ipucu verebilir bu konuda.

Morpheus : Murphy veya daha iyi tanimlamayla morphé

Trinity : Trinity College ( Beckett in mezun oldugu kolej, Trinity nin filmdeki pozisynu kadar yazara bir saygi durusu da olabilir)

Bu belki suan icin ayaklari yere basmayan bir teori de olabilir. Ne fark eder ki? Bence yine de eger bu film ile ilgili akliniza takilan birseyler varsa, bir de bu kitabi okuyun.

Freitag, 4. September 2009

Forman icin oynas

Ters iliskilere acik her turlu ruhsal bunalim. Tersten bir ruhsal iliski ve paraven sirketler... Stockholm sendromu ve her daim nesiller icin aciklamasi. Acilanlar, kapananlar ve orada oylece birakilanlar... Erken yatarim erken kalkarim, bir yumurtayi sutle cirparim... Erkenden olen, kimse duymadan ortalikta gezinen bu ruhlar. Itaatkar ve edilgen... Yapilacak isler... Dunya sizsiz olamaiyor, am siz farkinda olmadan hicbirrseyden kopamiyorsunuz. Itaatkarlar ve bunlara yeter diyen efendisizler... Ters bunalimli akim kapasitoru. Bu gucle zamanda yolculuk yapti McFly. Gecmise mazi diyenler ve geride kalan gaziler. Zamani egenler... Dikkat et, eger cok egersen en yakinindaki delige sokabilirsin. Bu bir basketbol oyunu ise sayi alirsin, kazanirsin, eger bir mecaz-i mürsel se, karamursel sepeti olursun. Sec oyununu, takimini ve formani... Forman icin oyna...

Ne olur aksak aksak bakma oyle

Ceza muhakemeleri usulu kanunu...Karsilasinca insan, durkasayiveriyor bir an icin. Usule uygun davranis, usule uygun bir pesrev. Aksayan davranis karsiligi degildir aksayan ritmin. Makam nedir bilinmiyor ama rititm az cok belli. Aksayan bir ritim yoktur ve var olan ritmi aksatan bir bestecidir. Sarki her daim guzeldir ve guzelligi yaratan da bu aksayistir bazi bazi. Kanun calar bestekar ne dilerse. Ve ask ne kadar yogunsa bunun kanunu yazmak o kadar zordur. Aksatmak gerekir bazi duzeni ki ask daha bir yogun yasansin. Muhakeme etmek gerekir burada aksayan ask ve aksayan ritm arasindaki ritmi. Bu ritim ne sekilde bozulmussa, cezasi o kadar agir olacaktir.

Tum baliklar icin tesekkurler

Atom numarasi 1 olan element. Sen ne karmasik birseysin. Atom numarani ogrenmek insanoglu icin binyillarca sure aldi. Ve sonunda senin hakkinda ogrendigimiz en detayli bilgi de bu oluyor. Sadece bir sayisi. Ne farki var ki bunun 42 sayisindan. Sorulari burada ben sorarim... Her ortamin horozu boyle konusur. Nihai sorulari kim soracak peki? Bu muydu peki insanoglunun sorusu? Peki cevap 1 se ne olacak? Insanlar ayni sekilde mutluydu, ayni sekilde birbirlerini olduruyor ve ayni sekilde hayatta kalmaya calisiyordu seni tanimadan once. Bir numarali atomu tanimak ne degistirdi ki hayatimizda? Ya bir gun tesekkur ederek cekip gidecekse her canli tek tek? Ve cekiliyorlar zaten hayatimizdan her gun, her ne kadar biz bunu bilimsel makalelerin yillik canli turleri bilancolarindan gorsek de. Sonunda tanriyla basbasa mi kalacagaiz? Yalniz, bizbize, hicbir sekilde rahatsiz edilmeden. Cevabi biliyorsak soruyu soracagiz, soruyu biliyorsak cevabi alacagiz. Mutlu, mesut olacagiz ve sadece biz kalacagiz.

Vienna Calling

Kokaine bagimli uretken ile uretkene bagimli tuketen arasindaki ilginc bir hiyerarsi sozkonusudur bazi meslek gruplarinda. Gucunu tozdan alan bunyeler algi kapisinin onunde beklemekte israr eden dinleyicileri bu sekilde sollamis da olabilecektir. Yapraklarla yellenen tanrilara meyve tabaklarinda sunulacak gerceklikken, jiletle cizilmis bir yoldaki yapraklarin uzerindeki Euphorie.

Araba ile benzin benzerlik asagidaki siklarin hangisinde dogru olarak verilmistir? Kokain ve Dr. Manhatten misali bunyeler mi?

Kapinin ardindaki siradisi gerceklik kendini gostermekte israrcidir ama bir araca da ihtiyac duyar. Isik tanrisi apollon ve isiksiz yasayan yarasalar. Onunu goremezler ve bunu dert etmez yarasalar. Ama her sabah ayni otobuse biniyorsaniz icindekileri de bir sekilde taniyorsunuz demektir. Tabutta rovasataya kalkan korkuluk ve bir de süt sisesinde yilan olsam diyen amelsizler. Yikan, yilan, dolan, tuzlaninca eriyen sumuklu bocekmisin? Tuzdan kaleler orursen onlerine gelemezler bir adim ileriye. Kargalar bile bilir sizin insana benzediginizi. Yaklasamazlar yaniniza. Her ne kadar bir bostanda kargalar tarafindan adam yerine konulsaniz da, bir bahcede sumuklu boceklere karsi tuz kadar bile etkili olamazsiniz.

Algi kapilarindan iceriye suzulen yarasalar ve kapilarda beklesen yalnizlar ve kose baslarindaki aynasizlar. Et, kemik, kan, revan ve digerleri... Arka bahcede kopeklerin beslendikleri digerleri... Ac kapiyi bezirgan basi... Verecek bir sey yok, alacaklarin pesisira ciglik cigliga yon ariyorum. Falco bitti, ne Amadeus var, ne de kokain. Vienna calling ama ben kacmak isterim. Burda kapilar kapanmis.

Freitag, 7. August 2009

Iguanalarin Tanrisi

Tam otomatik celik kapici davut ve karisi duvardan duvara hacer. Beraberlikleri elde olmayan sebepleden baslayip bunun devami ise kendi ellerinde yillardir israrla surdurulmekteydi. Ne askla, ne de meskle baslayan birlikteliklerinin tek suclusu, belki de yegane firsat yaraticisi iste su cinardi. Babalari ilk onun golgesinin altinda tanismislardi ssk primlerini yatirmaya gitmeden once. Ssk primlerinden buyuk sorunlari vardi ikisinin de zira ikisinin de evlenme yasina gelmis ama bu evlenme isini kendilerinin beceremeyecegi anlasilan onsekizer yaslarinda cocuklari vardi. Hersey cabucak halledilivermisti davut a bir is bulmanin disinda.

Davut un hayatina sen, biz gibi zamirlerin disinda yeni sifatlar da eklemesi bu doneme denk gelir.

Galapagos adalarina is seyahatina giden komsusu hayatini bu sekilde degistirmisti hacerin ve sonrasinda davutun. Iguanalar hacerin ilgisini cekerken davut un akli darvin de kalmisti bir sekilde. Yasamin adapte olunan kismi da „don’t let me be misunderstood“ diye sarki soyleyen komsu kizlarindan onlara kalan en buyuk yadigardi.

Is hayatina girisi iste bu sekilde oldu davut ve hacer in. Beraberlikleri de gayet mutlu sekilde yuruyordu zira hayat onlari sadece beraber olmak istedikleri yerde, yataklarinda bir araya getirebiliyordu ancak. Geri kalan zamanlarda haceri ancak cocuklari gorebiliyordu cunku hacer ancak onlarin gorus alaninda olabiliyordu. Duvardan duvara diye de ilk cocuklari seslenmeye baslamisti ona ne zaman ki onlar da annelerine kusbakisi bakmaya baslamisti. Sezgi boyle bir sey olsa gerek. Hacer i bu iguana pozisyonu disinda baska gorebilen olmuyordu. Sadece davut onu yatay pozisyonda hissedebiliyordu fakat eger davut a soruyor olsaydik kendisi o anki konum icin „duvardan duvara“ dan ziyade „hem duvardan duvara hem de bulutlarin uzerine“ derdi

Davut ise sinirlerini yatistirmakla mesguldu o siralar. O zaman bu zamandir davut aidatlari off shore da batirmisti ki, her ekmek almaya gonderen bir de sigara aldirir olmustu. Bahsisler artik bakkala kaliyor, eskimis kiyafetler komsunun kopeklerine veriliyordu. Davut ise oyle vurdumduymaz gorunuyordu ki, darvin i tanimayanlar davut daki degisimi birakin anlamayi, onu sadece ve ancak fahiselerle adi cikan berlusconi ile kiyaslayabilirdi. Ama o komsu var ya o komsu. Her sey onun basinin altindan cikmisti iste. Hani sadece sartlara ayak uydurabilenler hayatta kalabilirdi? Davut yeri geldiginde teknolojinin tum imkanlarini kullanir, yeri geldiginde de her sarta gogus gererdi. Apartmanin CM oynayan tum veletleri ayri bir severdi davut u. Davut artik gazete getiren degil, okuyup yorumlayan olmustu bir nevi. La gazetta dellavut derdi kimi yavsak veletler. CM ci veletler tum transfer haberlerini ondan alir, bunalimli teyzeler ask acilarini ona sorar, emekli amcalar tum sudoku yu ona cozdurur olmustu. Biter miydi? Bitmezdi tabi butun olanlar. Ekmek de ayri sorundu. Ne zaman ki ekmek fabrikasi ucuz isgucu sebebiyle Cin e tasinma karari almisti, davut un kabus dolu hayati da baslamisti. Cin mali trabzon odun ekmegini tazecik ve sicacik sabahin yedisinde kapisinda isteyen apartman sakinlerinin artik daha baska sekilde tanimlanmasi gerekiyordu. Onlar artik sakin degildi ve davut un bu konuda acilen birseyler yapmasi gerekiyoru. Ve sonunda, ozunde „controlled demolition“ denilien ama onun mecazi anlamda anlasilmasi gerektigi bir durum sozkonusu oluyordu. Nasil bir mecazi anlami olabilirdi ki bu terimin? Davut da iste burada devreye giriverdi. Hatta tam olarak devreye giriverdi. Elektrik devresindeki bir kacak olarak cikiverdi karsimiza. Davut en son Fight Club ve Breakfeast at Tiffany’s filmlerini seyretmisti. Patlayan sekerle patlayan sabun arasindaki fari iyi bilmek gerekir. O saadece kolonya yapmayi degil, daha baska seyler uretmeyi de ogrenmisti bodrum katinda... Ve tabii ki de Mucevherler...

Simdi artik ne hacer ne de davut eski gunlerini hatirlamak ister. Galapagos adalari ile baslayan hayatlari simdi Mariutus adasinda devam ediyor. Hacer in kendi secimi. En son bikinisinden kum temizlerken goruldu. Cocuklari ona artik „kumsaldan kumsala hacer“ diyor. Gerci cocuklari da „porsche den ferrari ye „ oldu ya, neyse. Davut ise artik otomatik portakal agacina tirmaniyor hergun. Yine bir maden pesinde ama celik olmak istemiyor artik.